top of page

[TR] Merhamet...


Cinayet yüzyılında Necip Fazıl'ın kaleminden akan müthiş bir yapıt: Reis Bey. Mesut Uçakan'ın sinemaya uyarladığı bu eseri milletçe tekrar tekrar izlesek. İzledikçe ağlasak, ağladıkça anlasak... Daha az yaysa ellerimiz kötülüğü, daha az konuşsak, birbirimizin yakasına yapışmak yerine daha çok düğümü çözsek boğazlarımızdaki, yorulmadan dokusak sabrı gönüllerimize, sadece hayrı anlatsa sözümüz ve eylemimiz muhatabımıza, samimi dualar taşısak kalplerimizde ve dilimizde:

"Gel ey merhamet! Müslüman yufka yüreği gibi gel. Cami duvarlarına nakşedilen kuş yuvaları zarafetinde gel. Kanadı kırılan göçmen leyleklerin kanadını saran el gibi, kalb gibi gel. Yoksul kız çocuklarının çeyizlerini hazırlamak üzere kurulan vakıflar gibi gel. Hastanelerde yatan kimsesiz hastalara el uzatan valide sultanların şefkat yüklü kalbi gibi gel. Sadaka taşları gibi merhamet ve izzeti birlikte remz eden medeniyet nişanı gibi gel." Filmin linki: https://youtu.be/6qQfz0eC1Ps Ve filmden küçük bir kesit: -Çocuk, "ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz" dedi. Ağladıkça anlıyorum, ağladıkça anlıyorum. Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim. Hem de öylesine kaybettim ki Amerika'da bir cinayet işlense de dünya çapında bir ses sorsa katil kim; benim diye haykırabilirim. Soğuk kış geceleri, köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında. İsterse çağrıma adli tıp baksın, fakat bir hastaneye girsem de kan kanseri çeken hastalar görsem, acaba onları bu hale ben mi getirdim diye düşünüyorum. Ben ne yaptım? Uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın kanında hangi cinayeti işledim? Hangi mukaddesi kirlettim ki kendimi gelmiş gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum? Dışımda ne arıyorlar? İçime doğru suçluyum ben. Bir de kalkmış, belki, kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir merhamet yangını çıkar, bütün ülkeyi sarar diye, tımarhanelik bir hayalin peşine düşmüş gidiyorum.

Merve Çirişoğlu Çotur

17.10.2015

Search by Tags
Recent Posts
bottom of page